Babası Süleyman Ağa, 1908'de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Bosna'yı ilhak etmesi üzerine ailesi ile birlikte İstanbul'a sonra da İnegöl'e gelir. 1913'te kısa bir süre tarımla uğraşmayı denemişse de arzu ettiği sonuçları alamayarak evinin altında bir bakkal dükkanı açmaya karar verir. Fakat bu kez de sağlığı elvermemiş ve vefat etmiştir. Ailenin bütün yükü artık ergen yaşlarındaki Eyüp Sabri'nin omuzlarındadır. Komşuları Hilmi Bey'in yönlendirmesi ile devrin zincir mağazaları Manifaturacı Abranosyanların yanına çırak olarak girer. Gerek babasının bakkaliyesinde ve gerekse Abranosyan'ın dükkanında ticaret adına öğrendikleri geri kalan yaşamında önün açtı. 1916 yılında İnegöl bedesteni içinde küçük bir dükkan kiralayarak o da manifaturacılık yaptıysa da bu kez de Bursa'nın işgale uğraması üzerine orduya katıldı. Kurtuluş Savaşı'nda er olarak verdiği hizmet karşılığında, 1926 tarihli İstiklal Madalyası Kanunu ile İstiklal Madalyası'na hak kazandı.
Savaş bitmişti ve hayat devam ediyordu. Eyüp Sabri Bey 1923'te, İnegöl'de yeniden ticarete atıldı. Aynı yıl 29 Ekim'de oğlu Sabahattin de dünyaya geldi. Ailesi de işleri de büyüyordu, kendisi için yeni bir başlangıcın tam zamanıydı. Baba evini satıp Türkiye Cumhuriyeti'nin yükselen değeri Ankara'nın yolunu tuttu. 1923 yılında yeni yapılanan ve nüfuslanan başkentte "bonmarşe" olarak tanımlanan perakende satış mağazasını açtı. Bu ilk mağaza Anafartlar Caddesi no. 50C idi. Mustafa Kemal Paşa'nın çocukluk ve silah arkadaşı Nuri (Conker) Bey'e ait binanın yapımı 1923'te tamamlanmış ve Sakarya Apartmanı olarak adlandırılmıştır. Eyüp Sabri Bey'in adıyla anılan mağazası bir ailenin ihtiaç duyacağı zengin bir ürün yelpazesi sunuyordu. Bu dönemde ana faaliyet kolu olan ısmarlama gömlekçilik ile birlikte şapka, atkı, mendil, çorap, kösele ve deri valiz, el çantası, şemsiye gibi ürünlerin satış faaliyetleri yürütülüyordu. Ancak bu yıllarda gömlek satışı ile adı daha fazla anıldığından Annuaire Oriental adlı ticaret yıllığında, Adliye Sarayı Caddesi'nde (Anafartlar Caddesi'nin eski adı) faaliyet gösteren bir "chemiserie/gömlekçi" olarak kaydedilmişti. Konfeksiyon ürünlerinin yanı sıra ıtriyat ürünleri de sattığından 1930 yılına ait bu kayıtlar içinde aynı zamanda parfümeriler arasında da gösterilmekteydi.
Eyüp Sabri Müessesesi'nin rafları da hem bayanları hem de beyler için şapkalarla doluydu. Ancak yaptığı bir İstanbul seyahatinde bir esansçıdan öğrendiği kolonya imalatı kendisinin ve ailesinin yaşamını kökten değiştirecekti. Cumhuriyet'in en temel sanayi kurulşları olan şeker fabrikalarının yan ürün olarak alkol üretimine başlaması bu yeni iş kolunun önünü açmıştı. Eyüp Sabri Bey de daha sonraları ismine büyük bir şöhret kazandıracak kolonya üretimine yönelmeye karar verdi. Yurt dışından gelen esanslarla 1933'te kolonya imalatı ve satışına başladı. Bu tarihte Eyüp Sabri dışında kolonya üreten bir de Ulus'ta Ömer Nail vardı. Ancak Eyüp Sabri Bey'in kolonyaları kısa sürede dikkat çekti. Mağaza önünde ilk kolonya kuyrukları da bu yıllarda oluşmaya başladı. Çankaya Köşkün'e de gönderilen kolonyalar Büyük Gazi'nin misafirlerine sunuluyordu. Bunlara arasında Ankara'yı ziyaret eden Şah Rıza Pehlevi de vardı. Kendisi Eyüp Sabri Kolonyaları'nı çok beğenince Çankaya Köşkü'nden altı şişe hediye kolonya siparişi geldi. Özenle paketlenen kolonyalar bu kez de İran Şahı'nın sarayının yolunu tuttu.
Bu amaçla yaptığı en önemli girişim hazırlanan ürün kataloğu oldu. Broşür şeklinde hazırlanmış kataloğun, kolonyanın bir tüketim malzemesi olarak benimsetilmesi amacıyla posta kutularına, kapılara bırakılarak dağıtımı gerçekleştirildi. Kataloğa bir de promosyon amaçlı bedelsiz kolonya kuponu konuldu. Mağazaya gelen müşterilere on iki-on üç çeşit kolonyadan arzu ettiklerini bedelsiz olarak seçebilmesini sağlayan kuponlar pek çok aile için kolonyayı evlerinin olmazsa olması haline getirdi. Satın alma şartı olmaksızın yapılan bu promosyon ile zamanla kolonya talebi diğer ana ürünlerinde önüne geçti. Muhtemelen 1936 yılında basılan kataloğun kapağında "Eyüp Sabri, Muharrem ve Mehmet Tuncer Kardeşler" yazıyordu. Kataloğa göre firmanın ürünleri arasında şapkalar, kasketler, gömlekler, boyunbağları, yakalar, atıklar, fanilalar, çoraplar, pijamalar, kazaklar, eldivenler, çantalar, şemsiyeler, terlik, şason denilen hafif ayakkabılar ve ıtriyat malzemeleri gibi ürünler bulunmaktadır. Katalogdaki resimleri tek tek Eyüp Sabri Bey çizmiş, her bir ürün için ayrı birer slogan tasarlamıştı. "Müşterilerimizin memnun kalacakları mallar satmak gayretindeyiz" gibi naif ve saygılı ifadeler bunlara arasında sayılabilir.
Tiyatro ve sinema salonlarına koku dökülmesi, bedelsiz kolonya numunuleri dağıtımının yanı sıra bidonlarla Atatürk Orman Çiftliğine gider, tren garındaki yüksekçe bir mevkiden toplanan kalabalığa kolonyayı anlatır sonra da dinleyenlere ikram ederdi.
Ürünler içinde kolonya, Eyüp Sabri'yi benzerlerinden ayıran bir ürün konumundaydı. Ancak II. Dünya Savaşı ile yaşanan döviz darlığı nedeniyle yurt dışından getirilen esanslara sınırlama getirilmişti. Kolonyanın en temel maddelerinin özel izinlere tabi olduğu bu yıllarda Eyüp Sabri Bey de dükkanının bu cazibe kaynağından mahrum kaldı.
Ticaret kayıtlarında yine Eyüp Sabri Tuncer, tuhafiyeci, parfümeri, şapkacı, konfeksiyoncu şeklinde anılıyordu. Kapı numarası birkaç kez değiştiyse de kimi kaynaklarda Çocuksarayı Caddesi, Adliye Caddesi diye de anılan Anafartalar Caddesindeki mevkiini koruyordu. 1940'lardan 50'lere ürettikleri konfeksiyon ürünleri içinde özellikle ısmarlama gömlek ve pijamalar yoğun rağbet gördü. İşyerlerinin 1942'de yaşadığı yangının yaraları da aile fertlerinin gayretleri ve bu ürünlerin görüğü ilgi sayesinde sarılabilmişti.
Yıllar önce babasının ilgisini çeken kolonya imalatı onun da aklındaydı. Zaten başladıktan sonra iş yerinin çehreside değişmiş, 1950'li yıllarda canlanan ekonomi yüzlerini güldürmüştü. Sabahattin Tuncer'in arayışları da böyle bir dönemde başladı. Bu sanatı nasıl öğrenebileceğini araştırırken koku konusunda uzmanlaşmış bir kimyager Karayan ile tanıştı. Kendisi ile biraz ticaret yaptıysa da asıl onun ufkunu açan Vahe Karayan'ın kitaplığında gördüğü bir kitap oldu: Felix Cola tarafından kaleme alınan Le Livre Du Parfumeur. Kitabı temin ettiğinde hem aradığı formüllere hem de Avrupa'daki saygın esans üreticilerinin listesine ulaşmış oldu.
Üreticilerine mektuplar yazarak onlardan ürünleri hakkında bilgi istedi. Uzun bekleyişin ardından içlerinden yalnızca bir tanesinden, L. Givaudan firmasından cevap geldi. Babasının endişelerini giderdikten sonra küçük bir parti esans ile oldukça düşük bir maliyetle ilk limon kolonyasını üretti. Kendi ürününü daha ehven bir fiyata üreten bir işletme haline gelmesi Eyüp Sabri Tuncer markasının değerini katlamasını sağlamıştı. Makul fiyatlar müşteri sayısını olumlu etkileyince kolonya kuyruğu uzamaya başladı.
Şimdi sırada yurt dışından gelen esansları da yerli imkanlarla üretme meselesi vardı. Sabahattin Bey yurt dışına yaptığı bir seyahatle bu konudaki bilgi birikimini arttırdı ve 1967'de kendi limon kolonyası formülünü geliştirdi.
1970 yılında Ulus'ta Işıklar Caddesi'nde bir bina üretim merkezi haline getirildi. Kendi iş süreçlerinin haricinde çevresini de her zaman destekleyen anlayışı ile yerli esans üretimi için destekte bulunmaya başladı. Yerli kokulu ürünlerden narenciye kabuk yağları, lavanta çiçeği, kekik vs. esansları artık Türkiye'de üretilebiliyordu. 1972 yılında işi tamamen devralan Sabahattin Tuncer ile birlikte çok ortaklı, halka açık bir şirket olması amacıyla aynı yıl anonim şirket yapısına geçirildi.
1920'lerdeki küçük dükkandan bu yıllara sadece bir aile mirası değil aynı zamanda bir ticaret ahlakı da yaşatılmıştı. Her şeyin kayıtlı olacak, vergi tam ödenecek, müşteri hakkı ödenecek, memnuniyeti sağlanacak, dükkanın gizli ortağının Türkiye Cumhuriyeti oldğu hiçbir zaman unutulmayacaktı. Bu prensipler devlet nezdinde de anlam taşıyor olmalıydı ki; 1985 yılında KDV uygulaması ilk yapıldığında seçilen pilot kuruluşlardan bir tanesi de Eyüp Sabir Tuncer oldu.
1994'te Engin Tuncer işleri babasından devraldı. Aile bireylerinin elinde bulunan şirketin hisseleri de büyük ölçüde bir araya toplandı. Engin Tuncer'in de babası gibi hayalleri vardı. Ulusal markasını klasik ürünlerini koruyarak, yeni bir yüzle dünya pazarına açmak.
Artık tüm iş süreçleri son teknoloji ile üretiliyor ürün gamına kolonya dışında yeni ürünler yeni alt markları ile birlikte ekleniyordu. Amacı dededen kalma markasını Türkiye’nin kültür mirası haline getirmek olan Engin Tuncer, marka bilinirliğini arttırmak adına 2003 yılında ilk televizyon reklamını yaptı. Daha sonra genişleyen ürün gamıyla 2007 yılında çektirdiği reklam filmleriyle bitmek üzere olan oda kokusu sektörünü canlandıran bir politika izledi, bu sayede yeni ürünlerinin önünü açmış oldu. 2007 yılında inovatif ürün konsepti ile Gizli Bahçe, 2009 yılında genç marka algısıyla Perfume Jewels, doğal ve organik konsepti ile EST 1923 markası kuruldu. 2007 yılında yapılan yeniliklere bir yenisi daha eklendi ve o dönem genişleyen ürün yelpazesindeki ürünler web sitesi üzerinden uygun fiyatlardan satışa sunuldu. Böylelikle Eyüp Sabri Tuncer’in Türkiye’de online olarak satış yapan ilk kozmetik markalarından biri olması sağlandı. O günlerde artan internet alışverişleri yapılan kampanyalarla daha da arttı ve alışılmışın dışında olan bu pazarlama stratejisi ile sektörde markayı daha da ön plana çıkardı. 2011 yılında Mithat Bereket imzalı müziklerini Fahir Atakoğlu’nun yaptığı Türkiye’nin ilk ve tek Koku Belgeseli olan Cumhuriyetin Kokusu Belgeseli yayınlandı. Firmanın köklü tarihini anlatan bu belgesel, özel kokusu ile birlikte satılarak Darüşşafaka ile sosyal sorumluluk projesine maddi katkı sağlamıştır.
2015 yılı başında nitelikli insan kaynağını desteklediğimizi belirten ve ara eleman yetiştirme konusunda dünya genelinde başlatılan, ülkemizde de bir ayağı yürütülen GAN Küresel İşbaşında Eğitim Ağı’nın ilk imzacılarından biri konumuna ulaştık. Üyesi olduğumuz GAN ile sektöre uygun nitelikli eleman yetiştirilmesi konusunda eğitim ve istihdamın arttırılmasını hedefliyor, projede yer alan çalışanların stajyer konumundan daha üst noktalarda yer almasını ve mesleki teknik donanıma sahip olmasını destekliyoruz. Bu bağlamda 2015 senesinin son çeyreğinde başlatmış olduğumuz çalışma ile çalışan eğitimini ve performansını ön planda tutarak iş süreçlerimizi geliştirmeye devam ediyoruz.
Toplumsal sorumluluk bilinci ile geliştirdiği pek çok proje ile 97 yıldır güven inşa eden Eyüp Sabri Tuncer, Türkiye’nin koku duayeni olma görevini devam ettirmekte ve dünya çapında mağazalaşmaya yönelik adımlar atarak dünya markası olma yolunda ilerlemektedir.Kişisel bakım, ev kozmetiği, tekstil ve spa ürünlerini kapsayan geniş ürün yelpazesi bugün Türkiye haricinde AB ülkelerinden Amerika’ya, Kıbrıs’tan Avustralya, Rusya, Dubai, Irak, Ürdün, Bahreyn, Tayland, Suudi Arabistan, Umman, Kanada’ya kadar pek çok ülkede satışa sunuluyor. Bugün, kolonya, parfüm, ev kozmetiği, kişisel bakım ve tekstil-spa ürünlerini kapsayan 650’yi aşkın ürün, Eyüp Sabri Tuncer çatısındaki Gizli Bahçe, Perfume Jewels, doğal ve sertifikalı organik ürün konseptinden oluşan EST 1923 alt markaları ile hem mağazalarında hem de internet üzerinden satışa sunuluyor.
Ürün geliştirme ve üretim süreçlerinde hayvanlar üzerinde test etmeden özel teknikler ile çalışmalarını devam ettiren Eyüp Sabri Tuncer, doğaya saygılı üretime önem veriyor. 2016 yılında Avrupa Vejetaryen Birliği tarafından onaylanan ve tüm dünyada en güvenilir vegan/vejetaryen ürün etiketi olarak kabul edilen V-LABEL sertifikası kapsamında Türkiye’nin Vegan Sertifikalı ilk kozmetik markası; Eyüp Sabri Tuncer olmuştur. “Vegan” sertifikası, vegan yaşam biçimini destekleyen sivil toplum kuruluşu ''Vegan Derneği Türkiye (TVD) / V-LABEL Türkiye'' yetkililerince verilen bir sertifikadır. Ürün içeriğinde hayvanlardan elde edilen hiçbir içeriğin kullanılmadığını ve hayvanlar üzerinde test yapılmadığını göstermektedir. Bununla birlikte ürünün tüm üretim aşamalarında ve uygulamalarında yüksek kalite seviyesinin korunmasına yönelik gösterdiği hassasiyet ile ürün güvenliği ve güvenli üretim konusunda GMP (Good Manufacturing Practices) belgesinin, TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi, TS EN ISO 14001:2015 Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001:2007 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi belgelerinin ayrıca Tüm Tüketicileri Koruma Derneği tarafından kendi kategorisinde en çok beğenilen ve tercih edilen marka belgesinin de sahibi. Eyüp Sabri Tuncer, üretim ve hizmet sürecindeki sürdürülebilirlik çalışmaları ve toplumsal sorumluluk anlayışı ile 2010 yılından beri Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin (UN Global Compact) imzacıları arasında yer alıyor.”
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.